Yazan : Tuba Bozaykut 13 Aralık 2019 Cuma

Bu yıl 12 yaşına basan Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali, 21-24 Kasım tarihlerinde Fransız Kültür Merkezi ve SALT Beyoğlu’nda gerçekleşti. İnsan-gezegen uyumu ve sürdürülebilir yaşam ekseninde toplam 30 kadar etki odaklı film ücretsiz olarak izleyicilerle buluştu. Sürdürülebilir Yaşam Kolektifi öncülüğünde açık kaynak festival modeline uygun olarak düzenlenen festival, isteyen gruplar veya topluluklarca kendi şehirlerinde de düzenlenme özelliğine sahip.

Festivalin dikkate değer amaçlarından biri sürdürülebilir bir yaşamın mümkün olduğunu, dünyada böyle bir yaşamı hayal edenlerin, gerçekleştirmeye çalışanların olduğunu göstererek, bu yöndeki farklı deneyimlerin paylaşılmasını sağlamak. Amacını gerçekleştirmek üzere festival, sanatın toplumsal bilinç yaratma, sosyal hareketlenmeyi ateşleme gücünden destek alıyor. Bu açıdan bakıldığında iklim değişikliği, kaynak adaleti, cinsiyet eşitliği gibi derinlikli konuların sade ama can alıcı bir şekilde ele alınabileceği tek alan belki de sanat.  Meramını estetize ederek anlatan sanatın, fikir ve deneyimlerin paylaşılmasında ve yayılmasında etkisi tartışılmaz. Dolayısıyla, sürdürülebilirliği çok daha geniş kitlelere kolayca aktarmada, sanat eserleri belki de en güçlü iletişim aracı. Özellikle iklim değişikliği gibi evrensel sorunlarla ilgili aksiyon almanın aciliyeti bu kadar aşikarken, sanatın sürdürülebilirliğe katkısının gerekliliği daha netleşiyor. Tam da bu noktada, festival bir açığı kapatırken, bir diğer açığa işaret ediyor. Görsel bir sanat olan sinema ile sürdürülebilirliği buluştururken, sürdürülebilirliğin aslında sanata ne kadar çok ihtiyacı olduğunu gösteriyor.

Festivalin bir diğer katkısı ise aynı toplumsal hassasiyetlere sahip bireylerin tanışma, hatta dayanışması için zemin yaratması, sürdürülebilir yaşam fikrine dair ortak bir dilin oluşmasını sağlaması.Tüm bunlar an itibariyla küçük bir gruba hitap ediyor gözükse bile sürdürülebilir yaşam kültürünün gelişmesi ve yayılması için oldukça önemli.  Diğer bir deyişle festival, Türkiye’de sürdürülebilirlik “camiasının” gelişimine zemin hazırlamakla kalmıyor, uluslararası sürdürülebilirlik toplulukları ile tanışmaya da yardımcı oluyor. Festivalde sorumlu tarımsal üretim ile ilgili farklı bir ülke örneğinin perdede izlenmesinin ardından Türkiye’den bu alanda uzman bir konuşmacının kendi deneyimlerini aktarması, buna güzel bir örnek.

Festivalin amaçlarından biri de izleyicileri üzerinde farkındalık ve olumlu davranışlar yaratmak, geliştirmek.  Festivalin geçen sene yapılan sosyal etki raporu da aslında bunu doğrular nitelikte. Rapora göre festival, izleyicileri üzerinde sürdürülebilirlik sorunlarına yönelik farkındalığı geliştiriyor ve bununla da kalmayarak çözüm üretme, aksiyon alma gibi davranış değişikliği yaratıyor. Örneğin, izleyiciler arasında festival filmlerinden etkilenerek işini bırakan ve sosyal fayda yaratma odaklı alanlarda çalışmaya başlayanlar veya sürdürülebilirlik alanında eğitim almaya başlayanlar var.

Tüm bunların ötesinde festivalin belki de en önemli amacı, izleyicilerine dünyanın ve insanlığın geleceğine dair umut aşılayarak, daha yapacaklarımız var demesi. Bu açıdan, festivalin özellikle üniversiteler tarafından biliniyor, tanıtılıyor ve teşvik ediliyor olması, festivalin gençlerle buluşması açısından son derece değerli.

Sürdürülebilirliği perdeye yansıtmayı hedefleyen festivalin, diğer sanat dallarına da ilham vermesi, sanat ve sürdürülebilirliğin kesiştiği daha pek çok etkinliğin gerçekleşmesi dileğiyle…

Festival ve filmler hakkında daha detaylı bilgi için festival sitesini ziyaret edebilirsiniz.